29 Ağustos 2011 Pazartesi

Bayramınız mübarek olsun

Çok şükür bir bayrama daha ulaşıyoruz. Bayramınız mübarek olsun, şeker tadında geçsin inşallah.
Geçen Ramazan bayramında arkadaşımızın yazlığında Çanakkale'nin güzel sularında, Kurban bayramında da arkadaşlarımızla Bursa'da bizim köyde güzel tatiller yapıyorduk. Bu bayram nerdeee :)) Neyse çok gezdik eğlendik, artık Mimi'li hayata alışmam gerek. Aslında doktor şehirdışına gidebilirsin diyor ama, 32. hafta artık ben şansımı zorlamak istemiyorum :)) Evdeyiz bu bayram Allah'ın izniyle. Yarın baya bi akraba ziyareti olur kısmetse. Çok kilo almamışım (8,5 kilo toplam), inşallah farkı kapatmam bu bayram :)

Sevgilerr

28 Ağustos 2011 Pazar

Yine iftar

Mübarek Ramazan'ı uğurluyoruz, Rabbim seneye de hayırlısıyla nasip etsin inşallah.

Aslında ben bu Ramazan sürekli kayınvalideme iftara gittim bu sene ama işte kalabalıkta foto çekemiyorum malesef :( Geçen hafta da bize çağırdım, iftarda kahvaltıya :))

Aslında normalde ben bizim o kalabalık ekibi de iftara alırdım. Az mı iftar ettik, sofralar kurduk bizim evde ama bu sene şu halde hiççç uğraşamadım doğrusu.

Geçelim iftara; eltim fırında tavuk yapmıştı, kayınvalidem menemen ve közlenmiş biber, ben de çorba ve sodalı börek yaptım. Geri kalanı kahvaltılık çıkardım. Bir de çay yanına misss :) Bence böyle çok güzel oluyor, ziyanlık da olmuyor.

Sodalı börek çok şahane olmuştu, 1 tepsi bitti valla foto çekemeden :) Bir daha yaparsam inşallah foto çekerim.

Çorbamı ise temel çorba bilgilerime dayanarak ve uydurarak yaptım hahahah :)) Ama çok güzel oldu, herkeşler beğendi, tasiye ederim :)

Tavuk suyuna bulgurlu çorba (adını sen koy :)


 
Malzemeler (göz kararı ölçüler, istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz)

Tavuk suyu (ben tavuğu haşlayıp suyuna yaptım)
1 çorba kaşığı kadar un
1 çorba kaşığı kadar domates salçası, çok az da biber salçası
1 su bardağından biraz az bulgur
Su
Kekik, tuz, karabiber
Maydanoz

Yapılışı

- Kemikli ve derisiz irice bir tavuk parçasını haşladım.
- Başka bir tencereye un ve salçaları alıp kavurmaya başladım ve azar azar, kepçeyle tavuk suyundan ekledim
- Bir süre sürekli karıştırdım, sonra tavuktan minik minik didip ("didmek" diye bir fiil var mı gerçekten acaba :)) çorbaya ilave ettim ve biraz da su, tuz, kekik ve karabiber ilave ettim
- Kaynayana kadar karıştırıdım ve yıkadığım bulgurları da ilave edip arada karıştırarak kısık ateşte kaynamaya bıraktım
- Pişmeye yakın yıkadığım 1 - 2 avuç kadar maydanoz yaprağını bıçakla kesmeden irice elimle koparıp ilave ettim (bence tavuklu çorbalara maydanoz çok güzel bir tat veriyor)
- Az daha pişirip, bulgurlar tam pişince altını kapadım
- Ben içerken limon da sıkıyorum, şahane oluyor :)
- Afiyet olsunn.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Komşu Mim'i :)

kavunicihayat.blogspot'un sahibesi nezaket gösterip beni mimlemiş.

Çok ilginç, terapi tadında bir mim bu sefer :)

Konu budur:

“Bir mahallede oturuyorsunuz ve bütün komşularınızı siz seçmişsiniz. Hadi bize komşularını tanıt.” Oluşturduğumuz komşular bizim kişiliğimizi yansıtıyormuş.

Şimdi öyle bir tevafuktur ki, komşular konusunda ufak bir sıkıntım var. Yaz başından beri evdeyim ve malum sıcaktan camlar açık. Buralardaki insanların bağıraaa bağıraaa sokakta konuşmak gibi bir huyları var. Ama ne bağırmaktır o... Bildiğiniz gibi değil. Allah'ım bu mahalle teyzelerinin sesleri nasıl hepsi aynı korkunçlukta olabiliyor, ne içiyorlar bilmiyorum ama öyle bağırıyorlar ki o kötü sesleri bildiğin kulağımın dibinde! Çok korkunç bir şey çookk. Kadınlar ayrı, sokaklara salınmış çocukların birbirlerine vurmaları, sonra avazları çıktığı kadar bağırmaları, küfür etmeleri ayrı desibel yaratıyor.

Neyse kesiyim ben, bu konu hakkında yarım saat konuşabilirim, cinnet geçiriyoruz ailecek çünkü bu mevzudan ötürü :) Sadece tüm insalığa sesleniyorum; lütfennn ama lütfennn sokaklarda bas bas bağırmadan konuşun. Sizin içinde böylesi çok daha hayırlıdır.
Allahım beni tez zamanda bu bağıran kadınlardan kurtar hayırlısıyla diyorum :)

İşte benim seçtiğim komşularım böyle :)

İsmail Abi; Leyla ile Mecnun dizisinden. İzleyenler bilir, anlatılmaz yaşanır biri kendisi. Hem sağlam ve kalbi tertemiz bir dostum olsun, hem enteresanlıklarıyla her an şoktan şoka gireyim diye :)

Cem Yılmaz; çay içmeye gidip gülmekten komaya girmek için daha iyisi mi var :)

Üstün Dökmen; içim daraldığında küçük şeylerden mutlu olabileceğimi minik hikayelerle anlatsın, yüzümde gülümseme ile yanından ayrılayım diye

Şirinler; gerçi onlar komple bir mahalle ama, yan mahalle Şirinlerin yaşadığı mahalle olsun. Arada gidiyim takıyım ben onlarla :)

Emine Beder; ya da başka süper bir yemek yapma sevdalısı da olur :) Komşuculuğa gidelim, yensin içilsin ohhh :))

İyi bir hoca, isim veremedim. Başım sıkıştığında, içim daraldığında ya da alo fetva hattı gibi aklıma takılanı sorabileceğim, ilmi yüksek bir hoca yakınımda olsa ne kadar iyi olur.

Aslında birkaç müzisyen de isterdim ama gürültü yapar şimdi onlar, gerek yok :)) Aslında bunlara da gerek yok, sadece sessiz insanlara da razıyım ben :)

Benim bu komşu seçimlerimle psikolojik analizim yapılsa neler çıkar acaba :))

Bu mimi gerçekten herkeşlere gönderiyorum, çok zevkli, deneyin bak :)

kova kadınıyım ben'den hediye

katılmak için buyrun

http://drycfc.blogspot.com/2011/08/500-izleyici-serefine-ilk-hediyemi.html

Ayserose'dan cici hediye

Ayserose cici bir hediye veriyor, buyrunn

http://ayseroseface.blogspot.com/2011/08/blogum-bir-yasnda-hediyem-var.html

22 Ağustos 2011 Pazartesi

11. Geleneksel okul iftarı

İstanbul Üni. İletişim Fak. olarak, okul arkadaşlarımızla her yıl düzenlediğimiz iftarın 11.si bu sene gerçekleşti. (basın bülteni yazar gibi oldu biraz ama, İletişim diyince birden içimdeki halkla ilişkilerci çıktı :))
Bu arada 11 yıl önce mezun olmadık, hazırlıktan beri uygulanan bir iftar, 6 yıl önce mezun olduk. Az da olmamış yaw neyse çaktırmıyım :)

Çok güzel oluyor iftarlarımız. Okul arkadaşlarımızla hatta vefekar bir hocamızla bir araya geliyoruz her sene.
Bu sene 32 kişi katıldı iftara. Bir kısmı zaten bizim ekip :) kalanların birçoğu da yılda 1 - 2 kere görüştüğümüz ve iftar vesilesiyle buluştuğumuz okul arkadaşlarımız.

Bu seneki mekanımız Kariye Müzesi'nin ordaki Pembe Köşk, bizim çocuklardan biri ayarlardı. Şimdiye kadar hiç gitmediğime şaşırdım çünkü bizim tayfada ben hariç herkes biliyor burayı ve çok güzel bir yer. Sanırım bundan sonra mekanlar listesinde üst sıralarda yer alacak :) Mekan fotosu çekemedim malesef.

İftarı bekleyen ben :)


Kombinim pek belli olmadığı için ayrıca fotoğrafladım :)


Tunik; annem hamileliğimin başında bana almıştı, ilerleyince giyersin diye. Çok iyi yapmış :) İçine beyaz badi giydim.

Pantalon; yine annemin aldığı hamile pantalonu, bu postta bahsetmiştim

Şal; geçen gün eltim Seda verdi, kocası almış birkaç tane şal fakat onda siyah ve beyaz çok varmış bana verdi :) İki renkli bir şal, büyük kısmı siyah, kalanı beyaz. 

Bütün yaz şal kullandım sanırım :) Birde önden iyice sallandırıyorum çünkü insanların karnıma bakması beni çoookk rahatsız ediyor. Bakmayın kardeşim Allah Allah yaa.

Çanta; geçen sene doğumgünümde çocuklar almıştı.

E hiç birini ben almamışım :) Belli olmasa da (şalın altında kalıyor zaten) bir de kolyem var, bu posttaki aşkını ilan eden çocuklu kolye :)

Evet dönelim geceye.

Bizim kızlar :) Benim 2 yanımdaki arkadaşımız da bebiş bekliyor, henüz başlarda ama bizim ekibe 2. bebik geliyor inşallah :)


Saat gece 1 civarı çekilmiş bir foto :) Çoğunluk gitmiş, kalanlara gülmekteyiz. Allah'tan bize ayrı bir bölüm kapattırdılar, böylece kimse rahatsız olmadı :)


 
Mamaları da çekemedim, kalabalıkta foto çekemiyorum :) Gayet başarılıydı yemekler, güzel de pişmişlerdi. Üstelik aşırı aşırı getirip israf da etmediler ki süper hareket bence. Fiyat da 25 TL.  İftar yemeklerinin malesef genelde 40 TLden başladığını düşünürsek, gayet iyiydi. Tabi bizim çocuklardan biri tanıdık olunca indirim yaptılar sanırım.

Gece 1 küsürde kalktık, Beyazıt'a gittik, bizim okulun oraya :) Çok sakindi, biraz oturduk. Normalde rutin olarak sahura Sultan Ahmet'e giderdik ama çocuklardan biri Güneşli'de çok süper tantunici var diyince 3 gibi oraya geçtik. Gerçekten yediğim en iyi tantuniydi ama mekanın adına hiç bakmamaşım malesef. 

Böylece bir geleneksel iftarımızın daha sonuna geldik :)



19 Ağustos 2011 Cuma

Annemlerde iftar

Geçen hafta annemlere iftara gittik. Kadro; biz, ablam, kayınvalidemler ve eltimler komple :))

Kalabalıkta (11 kişi) iftar telaşında çekemeyeceğimi bildiğim için masayı boşken çektim.

Annemin vintage masa örtüsüne bayıldım. Bana da alsa ya bir tane :)


Gece de bizim çocuklar aradı, Tophane'ye gittik. Yine sohbet muhabbet derken saat 2 olmuş :) Zaten Ramazanda 2 - 3 'ten önce yatamıyorum, hayırlısı artık.

Kıyafetlerim ise gayet rahat :) Siyah, beyaz, gri tonlarındayım.


Gömleğin yaka kısmında farklı bir dikimi var. Yakadan sonra pililler başlıyor.


Minnoş t-shirtlüm :)


Şalımı koymayı unutmuşum yaw :) O da siyah - gri



Eşofman altı, Adidas.
T-shirt; Fatih pazarı, geçen sene almıştım.
Gri renk, ince, uzun tunik; geçen sene almıştım ama 1 - 2 kere giymiştim çünkü büyük geliyordu. Ama şimdi gayet tam yani :))
Şal, geçen sene Beşiktaş'taSinanpaşa Pasajı'nda bir mağazadan almıştım

ve tabi ki terlik :)

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Hamile Okulu & Beşiktaş

İnternette gezerken denk geldim; http://www.hamileokulu.com/

Ebe Asude hanım doğum öncesi çeşitli hazırlık dersleri veriyor. Nefes derslerinin ise (sadece 1 ders, 1,5 saat kadar sürüyor. diğer hazırlık kursları ücretli tabi malesef) ücretsiz verdiğini fark ettim ve dün hemen katıldım.

Asuda hanım çok şeker biri. Bu öğrettiği nefesler, dalga (sancı değil onlar dalga :) sırasında kullanılıyormuş. İnşallah faydası olur :) Tüm hamile arkadaşlara tavsiye ederim, Asude hanım oldukça yardımcı oluyor. En azından korkuyu hafifletiyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun diyorum.

Mekan Beşiktaş'ta olunca çıkınıca Beşiktaş'ı dolaştım biraz.

Cafe Tarança'nın (daha önce kızlarla gitmiştik) dekarasyonu çok hoşuma gidiyor, yazın daha da güzel olmuş sanki teras.

Kırmızı, mavi, beyaz, sarı masalar yazlık mekanlar gibi.


Masalar gibi tavan da renkli :) Asılı objeler, kuş kafesleri, lambalar...


Kombinim ise,



Pembiş ve mor :)


Beyaz - mor çizgili uzun tunik-gömlek; Collezione, geçen sene almıştım, fiyat hatırlamıyorum
Pantalon, yine LCW hamile pantalon :)
Şal, bu sene aldığım pembe şalım
Hırka, dışarı çıkarken giydim, burdaki yazımda var, Fatih Çarşamba'dan almıştım
Bir de beyaz inci ve pembe fiyonklu bilekliğim vardı ama saklı :)

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Sinema Mim'i

Sevgili hayatmelodisi.blogspot.com beni mimlemiş. Kendisine çok teşekkür ediyorum ve mevzuya geçiyorum.

Mim'in konusu çok sevdiğiniz, asla vazgeçemeyeceğiniz 3 film hangisi.

Sinemayı, film seyretmeyi çok severim. Sanırım birkaç ay sonra bu zevkimle vedalaşıcam, onun için izlemem lazım bu ara aslında :)

Filmler arasında ayrım yapmakta oldukça zorlandım ama sanırım şöyle;

1. sırada Fight Club (Dövüş Klubü) geliyor.



İlk bakışta bakıldığından çok daha derin bir film. Şahsen en az 5 kere izlemişimdir ki çok az filmi 1'den fazla izlerim.

2. sırada, Annem Hakkında Her Şey (Todo sobre mi madre)



Müthiş bir Pedro Almodóvar filmi. Almodóvar'ın izlediğim bütün filmerine bayılrıım (Konuş Onunla, Dönüş, Kötü Eğitim). İspanyol sinemasını çok severim. Annem Hakkında Her Şey gerçekten anlatılmaz yaşanır bir film bence. Çok farklı bir tarzda işlenen bir dram.

3. sırayı ise Paramparça Aşklar ve Köpekler (Amores Perros) ve Uçurtma Avcısı (The Kite Runner) na veriyorum.

  

Alakasız filmler olsa da benim Top 3'ümde her ikisi de olmalıydı.

Paramparça Aşklar ve Köpekler süper bir Alejandro González Iñárritu filmi. Farklı hayatların ilginç şekillerle kesişmelerini anlatıyor. Iñárritu'nun da izlediğim bütün filmlerine bayılırım (21 Gram ve Babil)

Uçutma Avcısı ise beni çok etkiledi. Afganistan'a geçiyor, 2 çocuğun hikayesi. Çok fena çookk. İçimi kötü ettiği için 1 kere izleyebildim ama bazı sahneler hala aklımda...

Aslında Babam ve Oğlum favori Türk filmimdir, ayrıca Cem Yılmaz'ın bütün filmleri ve Ata'nın Eyvah Eyvah (her ikiside) çok severim, ne zaman görsem tekrar izlerim ama Top 3'e sığdıramadım :) Ama belitmeden geçemeyeceğim onlar da favorilerimden :)

Bu Mim'i bütün sinemasever blogerlara gönderiyorummm :)

Sevgiler

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Tavuk göğsü

DİKAATTT MAMA FOTOSU VARR. İFTARDAN SONRA BAKINIZ LÜTFEN.

Şimdiye kadar birsürü tavuk göğsü tarifi denemişimdir. Ama sanırım bundan sonra sadece bunu yapıcam :) Hem lezzetli hem çok pratik hem çok hafif bir tarif. Tavsiye ederim.





Tarif yine pastacikiz'dan, burada

Burada da paylaşıyorum tarifi;

Malzemeler:
1 lt süt
1 su bardagi seker (tarifte + 1/2 daha diyor ama bence gerek yok,1 bardak yetiyor :)
1 su bardagi un
2 yemek kasigi tereyag
Vanilya
Hindistancevizi

Yapılışı:

- Tüm malzemeyi mümkün oldukça çok karıştırarak bir tencerede kaynayana kadar pişirin

- Kullanacağınız kap cam ise içerisini biraz ıslatalın (ben borcam kullandım ve ıslattım) ve ateşten aldığınız tavuk göğsünü kaba boşaltın. Dışarda soğutup buzdolabına atın.

- Üzerine tarçın serpin. Ben çay süzgeçi ile serptim ama bunun için piyasada süslü aletler var, onlarla daha şık görünür :)

- Afiyet olsun

Not: bence bu tatlı da buzdolabında bekledikçe güzelleşiyor, onun için en az birkaç saat bekletin (bence :)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Yine mi alışveriş :)

Ya yine bişiler almak zorunda kaldım, tüh görüyo musun :)) Eltimin doğumgünü olduğu için hediye almam gerekti, Forum İstanbul'a gittim. 2,5 saat gezdim, gezerken sorun yok, oturunca ayaklarım ağrii :))

Giderken yine elbise ve şal giydim, rahat çünkü :) Yeni ayakkabılarımı giyim. Kolyem de Eminönü'nden almıştm bu balığı, uzun zincir geçirince kolye oldu :) Fotoda pek gözükmüyor ama :) Zaten sonra şalın öndeki ucunu aşağı saldım.



üstten bakış :)



Klasik olarak Zara, Mango, H&M, Koton, LCW, MotherCare ve English Home dolaşıldı. Zara hariç diğerlerinde indirim var. Güzel şeyler var ama öyle çok bayıldığım da bir şey görmedim, zaten amacım Seda'nın tarzına uygun bir tunik bulmaktı. Zaten ben kendime giyecek bişi alamıyorum tabi. Cidden hamilelik için şu LCW hamile pantalonu dışında özellikle hamile kıyafeti almadım. Annem bir hamile pantalonu vermişti, normal eteklerim, hala ısrarla olan 2 pantalonum ve normal üst-tuniklerimle idare ediyorum. Bakalım nereye kadar :))

Değişiklik olarak normalde girmediğim Penti'ye girdim. Çok şirin gözlükler vardı orda bakiim diye. Ben taktım, yakışmadı ama yakışanlara tavsiye ederim :) Ahanda budur.

Kenardan gözükende benim çantam :)


Sonra bu bilekliği gördüm vuruldum :) Yeşilin en güzel tonlarından biri bence. Bi Penti'den takı almadığım kalmıştı, değişiklik oldu :) İndirimli fiyatı 4 TL olunca fazla nazlanmadım, aldım :)

               



Kasaya gelince de bu minnoşları gördümmm. Fillisini kendime aldım, vintage kalplisini Seda'ya. Bunlar da indirimde, 1 TL yaa süperler, keşke daha çok alsaydım. Aslında bunlar kolayca yapılabilir ama benim hiiç içimden gelmiyor bu ara, Mimi için süs bile yapmıyorum ki :(


Minnak, kırmızı, puantiyecikli filll :)




Seda'ya Collezione'dan aldığım gömlek-tunik. Tam oldu, çok da yakıştı :)



8 Ağustos 2011 Pazartesi

Ayakkabı

Cumartesi Mimi'yle randevumuz vardı. Her şey yolunda çok şükür. Halam da geldi bu defa bizle. Çünkü muhteşem bir tevafukla halamın doğum doktorunun benimkiyle aynı kişi olduğunu keşfettik! Düşün kuzenim benle yaşıt :) Ve 7 aydır gidiyorum doktora, hiç dr ismi geçmemiş konuşurken, yeni ortaya çıktı bu durum :)

Neyse, Bakırköy'de bizim doktor, halam gelmişken Bakırköy'de da tanıdığı bir ayakkabı mağazasına da uğradı. Biz arabada beklerken aradı, sen kaç numara giyiyosun diye. Dedim 37 ama sakın bana ayakkabı alma, şişiyo ayaklarım, olmaz zaten :) Dayanamamış kendine almış bi de bana almış ayakkabıı :)) Denedim hemen, oldu kii :) Hem hediye aldığıma hem ayaklarmın o kadar da şişmediğine sevindim :)

Arkası fermuarlı, önden ve bileklerden bantlı, kenarda da süsü var :)

 




Halamın Mimi'ye de ayakkabı almış, minik minik çok şeker ya :) Bize iftara gelirken getirmişti. Allah kısmet ederse kullandıkça gösteririm inşallah.

Sevgiler

4 Ağustos 2011 Perşembe

İftar sofrası

Dikkaatt mama fotoları içeren post. İftardan sonra bakma ihtimalinizi sevdim :)

Salı günü annem, babam, babannem (85 yaşında ve oruçlu kendisi maşallah :)), kayınpederim, kayınvalidemi iftara davet etmiştim.

Menümüzde

Kabak çorbası (burda yapmıştım, yalnız içine minik minik beyaz peynirler de atıyorum, daha güzel oluyor)
Pilav
Orman kebabı
Salata
Kokoş kurabiye
Meyve soslu irmik tatlısı vardı.

Tabi iftar telaşında sofrayı çekemedim. Ama öncesindeki boş soframızın bir fotosu var :))

Peçeteyi İkea'dan almıştım, baya oluyor, kullanmak yeni kısmet oldu.



Tatlıların fotoları ve tariflerini paylaşayım. İkisini de tavsiye ederim.

Kokoş kurabiye babamın favorsidir. O çok seviyor diye yaptım. Yine yerken "kurabiyelerin kralı bu" diyordu :) Hani pastanelerde beze satarlar, onun yanında hindistan cevizli kurabiyeler de olur genelde. Onlardan işte :) Bizce harika oluyor, şiddetle tavsiye ederim. Ben bu tarifi http://mbemine.blogcu.com/kokos-kurabiye/259680 adresindne almıştım, yıllardır aynı tarifle yaparım. Ne zamandır yapmıyordum, özlemişiz :)

Kokoş Kurabiye



Malzemeler

1 yumurta akı

2 çay bardağı pudra şekeri

2,5 çay bard. hindistan cevizi

Yapılışı

- Yayvan bir tencereye ılık su koyup ocağa koyun, üzerine ısıya dayanıklı bir kap daha koyun (oturtun) ve ocağı yakın
- Yumurta akı ve pudra şekerini koyulaşana kadar çırpın. Dikkat edin alttaki su dolu kaptan üstteki kaba su girmesin :)
- Hind. cevizini ekleyip biraz daha çırpın
- Karışımı yağlı kağıt serilmiş tepsiye tatlı kaşığı yardımı ile, aralıklı olarak dizin
- 100 derecede ısıtılmış fırında içleri tamamen kuruyana kadar pişirin. Bence fırının başından pek ayrılmayın, kurabiyeler kızarmamalı, renkleri değişince kontrol edin.
- Afiyet olsuunn :))



  • Dikkat: bu tarifle az kurabiye çıkıyor (10 küsür) ve çok lezzetli oldukları için savaşmak zorunda kalabilirsiniz :))




  • Meyve Soslu İrmik Tatlısı

    Kalıptan çıkmış hali


    Sos dökülmüş ve dilimlenmiş hali


    Tarifi http://www.pastacikiz.com/irmik-tatlisi-meyve-soslu/ yani yine pastacıkiz'dan aldım. Hafif bir tatlı istediğim için tercih ettim. Önceden denememiştim ama siteye güvendiğim için tereddüt etmedim.

    İnanılmaz kolay, güzel ve hafif bir tatlı. Harika oldu, bundan sonra listelerime girer artık :) Özellikle yaza ve sıcak Ramazan'lara çok yakışır.

    Tarifi kopyalıyorum.

    Malzemeler:1 kilo süt
    1 su bardağı toz şeker
    1 su bardağı irmik
    2 adet limon rendesi (ben 1 limon kabuğu rendesi yaptım, gayet yetti 2 tane biraz çok olabilir :)
    üzeri için meyveli sos, çikolatalı sosta kullanabilirsiniz.(ya da hiç birşey dökmeseniz de olur)

    Yapılışı:

    - Bir tencerenin içine sütümüzü,irmiğimizi, toz şekerimizi ve limon rendemizi koyup ateşte karıştırarak pişiriyoruz.

    - Piştikten sonra istediğiniz bir tepsiyi yada kalıbı su ile ıslatıp irmik tatlımızı döküyoruz. (ben kek kalıbına döktüm, dilim dilim çok güzel oldu) Soğuduktan sonra üzerine paketin üzerindeki yapılış şekiliyle hazırladığımız soğuk meyveli sosumuzu döküp dolapta bir süre dinlendirip (ne kadar dinlenir o kadar iyi :) servis edebilirsiniz. (meyve sosunu çok fazla dökmeyince daha güzel oluyor bence)

    - Afiyet olsun :)